Eyüp merkezinde yer alan ve zamanla işlevsizleşerek “ artık alan” niteliğine bürünen eski fidanlık alanının yeniden tasarlanarak semt parkı olarak kentsel yaşantıya kazandırılması İ.B.B. tarafından öngörülmüştür.
Eyüp ve yakın çevresinin taşıdığı mekansal kimlik ve içerdiği kültürel miras gözetildiğinde, tasarlanacak çevrenin kültürel sürekliliği sağlayacak özellikler içermesinin yanı sıra bir “sonradan katılan” olmasından kaynaklanacak ve günümüz uygulamalarında sıkça gözlenen yapaylık, donukluk gibi etkileri duyumsatma sorununun giderilmesi temel tasarım hedefi olarak alınmıştır. Başka bir deyişle sorun yapımın tamamlanması ve çevrenin kullanıma açılması ile birlikte deneyimleyene hep oradaymışcasına bildik ve yakın gelecek sıcak ve davetkar bir mekansal çözümü gerçekleştirmektir.
Tasarımda soruna getirilen çözüm, biçimsel kopyalamaya gitmeden ve eklektisizmin alanına girmeden ulaşılacak bir “örenleştirme” olarak adlandırılabilir. Bu doğrultuda öncelikle, gereksinim programında yer alan işlevler dört farklı zamanda inşa edilmiş gibi algılanacak dört farklı mekansal unsura ayrıştırılmıştır ve bu unsurların birlikteliğinde de benzerlik, ritmik devamlılık ve uyumdan temellenen güçlü ve baskın bir “bütünlük” değil, Eyüp’ün kültürel mekansal mirasını da duyumsatacak biçimde bir “yanyanalık” elde edilmeye çalışılmıştır. Söz konusu dört unsur, Avlu, Duvar, Yeşil Dam ve Çiçek olarak adlandırılarak kurguda yerlerini almışlardır. Birbirlerine zaman içinde eklemlenmiş gibi algılanıp, deneyimlenecek dört farklı unsurun kendi içlerinde de bazı parçalarını zaman içinde yitirmiş veya zamana teslim olmuş gibi tasarlanmaları ( zamanla ot bürümüş yüzeyi ile Avlu, kuzeye bakan çatı yüzeyi ile “yosun tutmuş” Yeşil Dam, bazı duvar parçaları ve seyir basamakları eksik olarak tasarlanmış Duvar, farklı büyüklüklerdeki yaprakları ile Çiçek ) ile mekansal kurgu bir kez daha gevşetilip, yumuşatılmıştır.